Hadis Arapça TürkçeSahihi Müslim HadisleriSüneni Ebu Davud Hadisleri

Gazveler – Muta ARAPÇA TÜRKÇE HADİS Müslim Ebu Davud

Başlık: GAZVELER BÖLÜMÜ

Konu: Gazveler – Muta
Ravi: Avf İbnu Malik el-Eşcai
Hadisin Arapçası:

وَعَنْ عَوْفِ بْنِ مَالِكٍ ا‘شْجَعِىِّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قَالَ: ]خَرَجْتُ مَعَ زَيْدِ ابْنِ حَارِثَةَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه في غَزْوَةِ مُؤْتَةَ وَرَافَقَنِى مَدَدِىٌّ مِنَ الْيَمَنِ لَيْسَ مَعَهُ غَيْرُ سَيْفِهِ فَنَحَرَ رَجُلٌ مِنَ الْمُسْلِمِينَ جَزُوراً. فَسَألَهُ الْمَدَدِىُّ طَائِفَةً مِنْ جِلْدِهِ. فَأعْطَاهُ إيَّاهُ فَاتَّخَذَهُ كَهَيْئَةِ الدَّرَقَةِ وَمَضَيْنَا فَلَقِينَا جُمُوعَ الرُّومِ، وَفِيهِمْ رَجُلٌ عَلى فَرسٍ أصْفَرَ عَلَيْهِ سَرْجٌ مُذََهَّبٌ. فَجَعَلَ الرُّومىُّ يَفْرِى بِالْمُسْلِمِينَ فَقَعَدَ لَهُ الْمَدَدِىُّ خَلْفَ صَخْرَةٍ فَمَرَّ بِهِ الرُّومىُّ. فَعَرْقَبَ فَرَسَهُ بِسَيْفِهِ فَخَرَّ الرُّومىُّ فَعََهُ بِسَيْفِهِ فَقَتَلَهُ وَحَازَ فَرَسَهُ وَسَِحَهُ. فَلَمَّا فَتَحَ اللّهُ عَلى الْمُسْلِمِينَ بَعَثَ إلَيْهِ خَالِدُ بْنُ الْوَليدِ فَأخَذَ مِنْهُ بَعْضَ السَّلَبِ. قَالَ عَوْفٌ: فَأتَيْتُ خالِداً، فَقُلْتُ لَهُ: أمَا عَلِمَتَ أنْ رَسُولَ اللّهِ # قَضى بِالسَّلَبِ لِلْقَاتِلِ؟ قَالَ: بَلى. وَلكِنِّى اسْتَكْثَرْتُهُ لَهُ. فَقُلْتُ: لَتَرُدَّنَّهُ إلَيْهِ أوْ ‘عَرِّفَنَّكَهَا عِنْدَ رَسُولِ اللّهِ #. فَأبى أنْ يَرُدَّ عَلَيْهِ. قَالَ عَوْفٌ: فَلَمَّا اجْتَمَعْنَا عِنْدَ رَسُولِ اللّهِ # قَصَصْتُ عَلَيْهِ قِصَّةَ الْمَدَدِىِّ وَمَا فَعَلَ خَالِدٌ. فقَالَ رسولُ اللّه #: يَا خَالِدُ مَا حَمَلَكَ عَلى مَا صَنَعْتَ؟ قَال: اِسْتَكْثَرْتُهُ. فقَالَ: رُدَّ عَلَيْهِ الَّذِِى أخَذْتَ مِنْه. فَقُلْتُ: دُونَكَهَا يَا خَالِدُ، ألَمْ أوْفِ لَكَ. فَقَالَ رَسُولُ اللّهِ #: وَمَا ذَاكَ؟ قَالَ: فَأخْبَرْتُهُ. قَالَ: فَغَضِبَ # وَقَالَ: يَا خَالِدُ َ تَرُدَّ عَلَيْهِ، هَلْ أنْتُمْ تَارِكُونَ لِى أُمَرَائِى؟ لَكُمْ صِفْوَةُ أمْرِهِمْ وَعَلَيْهِمْ كَدَرُهُ[. أخرجه مسلم وأبو داود.»يَفْرِى بِالمُسْلِمِينَ« الفرىُ القَطْعُ، وَهوَ كِنَايَةٌ عن شِدّةٍ فَكنايتَهُ فيهم.وقولهُ »‘عْرِفَنَّكَهَا« أىْ ‘جَازِيَنَّكَ بها حتّى تعرف صنيعك هذا. وقوله »دُونكها« أى خذها كأنّه وفاءٌ له بما وعده.و»صِفْوَةُ الشَّىْءِ« بكَسر الصاد خالصَتهُ إذا اثبتّ الهاء كسرت الصاد وإذا حذفتها فتحتها، فقلت صفْو الشّىْءِ .

Hadisin Anlamı:

Muta gazvesine Zeyd İbnu Harise Radıyallahu Anh ile birlikte çıktım. Bana Yemenli bir asker refakat etti ki, üzerinde sadece bir kılıncı vardı. Müslümanlardan biri bir deve kesti. Yemenli, ondan derinin bir parçasını istedi, o da verdi. Yemenli ondan kendine bir nevi kalkan yaptı. Yolumuza devam ederken bir Rum birliğiyle karşılaştık. Onlar arasında, üzerinde müzehheb (altın işlemeli) eğer taşıyan sarı bir at üzerinde bir adam vardı. Adamın silahı da müzehheb idi. Rumi adam müslümanlara şiddetle saldırmaya başladı. Yemenli asker de bir kayanın arkasında saklanarak onu takibe başladı. Derken rumi ona uğradı. Yemenli kılıncıyla atın ayaklarını kırdı ve Rumi yere düştü. Hemen kılıcıyla üzerine atılıp adamı öldürdü. At(ta olanları) ve silahı aldı. Allah Teala Hazretleri müslümanlara zafer müyesser edince, Halid İbnu’l-Velid adama birini göndererek selebden (öldürdüğü kimsenin eşyalarından el koyduğu şeylerden) bazısını ondan aldı. Avf der ki: “Ben Halid’e gelerek, kendisine: “Bilmiyor musun, Resulullah, selebin öldürene ait olduğuna hükmetmiştir!” dedim. “Elbette biliyorum. Fakat aldıkları gözüme çok geldi!” dedi. Ben: “Ya bunu adama geri verirsin, ya da durumu Aleyhissalatu vesselam’a söylerim!” dedim. Ama Halid, geri vermekten imtina etti.” Avf der ki: “Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın yanında toplanınca, ben Yemenlinin ve Halid’in yaptığı şeyleri hikaye ediverdim. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): “Ey Halid niye böyle yaptın?” diye sordu. Halid: “Bu gözüme çok göründü!” dedi. Aleyhissalatu vesselam: “Ondan ne aldı isen geri ver” dedi. Ben: “Ey Halid! Al işte, ben sana (böyle yapman gerektiğini) söylemedim miydi?” dedim. Resulullah: “Bu da ne demek?” buyurdu. Ben de anlattım. Bunun üzerine Resulullah öfkelendi ve: “Ey Halid, ona geri verme! Siz benim komutanlarımı bana bırakır mısınız hiç! Sizin ve komutanlarımın misali, deve veya koyun çobanı tutulup da onları güden, sulama vakti gelince havuza götüren çoban ve sürüsüne benzersiniz. Sürü gelir havuza girer, temiz suyu içer, çobana bulanığı kalır. Temizi size bulanığı komutanlarıma.”

Kaynak: Ebu Davud, Cihad 148, {2719, 2720), Müslim, Cihad 44, 45, (1753,1754)

İlgili Makaleler